T.C.

     Yargıtay

12. Ceza Dairesi  


2017/10515 E.  


2018/115 K.


Taksirle ölüme neden olma suçundan sanık A. Ö.'ın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 85/1 ve 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231/5. maddesi gereğince sanık hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair, İzmir 33. Asliye Ceza Mahkemesinin 04/05/2017 tarihli ve 2016/857 esas, 2017/345 sayılı kararına vaki itirazın kabulüne ilişkin mercii İzmir 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 09/06/2017 tarihli ve 2017/803 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.


Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 03/02/2009 tarihli ve 2008/11-250 esas, 2009/13 sayılı kararında da belirtildiği üzere, 5271 sayılı Kanun'un 6. fıkrasının (c) bendinde belirtilen zararın, maddi zarar olduğu, manevi zararı kapsamadığı, ancak söz konusu maddi zararın da hâkimin basit bir araştırma ile saptayabileceği zarardan ibaret bulunduğu, manevi zarar ile fazlaya ilişkin maddi zararlar için hukuk mahkemesinde dava açmanın mümkün bulunduğu, 5271 sayılı Kanun'un 6. fıkrasının (c) bendinde belirtilen zararın tazmini şartının somut olayda aranmaması gerektiği gözetilmeden, itirazın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kabulüne karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 10/10/2017 gün ve 94660652-105-35-9563-2017-Kyb sayılı yazılı tebliğnamesi ile daireye ihbar ve dava evrakı tevdi kılınmakla;


Dosya incelenerek gereği düşünüldü:


Kurulan hükmün hukuki bir sonuç doğurmamasına imkan veren ve bu yönüyle sanık lehine olduğunda şüphe bulunmayan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının suça sürüklenen çocuk hakkında uygulanabilmesi için, diğer koşulların varlığının yanında, "Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi" gerektiği, ölüm ile sonuçlanan olay nedeniyle mahkemece asli kusurlu kabul edilen sanık hakkında, ölenin abisinin 21.02.2017 tarihli duruşmada "olay nedeniyle şikayetçi olduğu, davaya katılmak istediği" yönündeki ifadesi, yine katılan vekilinin "zararın giderilmediği, sanık tarafından bu yönde bir girişimde de bulunulmadığı" şeklindeki 04.05.2017 tarihli duruşmadaki beyanları nazara alındığında, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının objektif koşullarından birisi olan mağdurun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tamamen giderilmesi koşulunun yerine getirilmediği anlaşılmakla,


Sanık hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair İzmir 33. Asliye Ceza Mahkemesinin 04/05/2017 tarihli ve 2016/857 esas, 2017/345 sayılı kararına yönelik katılanın itirazının kabulüne ve katılanın zararının giderilip giderilmediğinin araştırılmaması gerekçesi ile hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kaldırılmasına ilişkin İzmir 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 09/06/2017 tarihli ve 2017/803 değişik iş sayılı sayılı kararında bir isabetsizlik görülmemiş olup, 
Kanun yararına bozma talebine dayanılarak düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına nazaran yerinde görülmediğinden, İzmir 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 09/06/2017 tarihli ve 2017/803 değişik iş sayılı kararına yönelik kanun yararına bozma talebinin CMK'nın 309. maddesi uyarınca REDDİNE, müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına, dosyanın mahalline gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 09.01.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

 

25 Mayıs 2019 Cumartesi
© 2024 AS-Hukuk Tüm Hakları Saklıdır.