4. Hukuk Dairesi         2021/5092 E.  ,  2021/5956 K.


"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davası üzerine, Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından davanın kısmen kabulüne ve İtiraz Hakem Heyeti tarafından davalı vekilinin itirazının reddine dair verilen kararın davalı vekili tarafından süresi içinde temyizi istenilmekle, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.


-K A R A R-


Davacılar vekili; davalının trafik sigortacısı olduğu aracın davacıların oğlu/ kardeşi ...'ın idaresindeki araca çarpmasıyla ölümlü kaza meydana geldiğini, davacıların ölenin desteğinden yoksun kaldığını belirterek, şimdilik 150.000,00 TL. destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.


Davalı vekili; davacı anneye 21.08.2017'de 20.927,43 TL. ödediklerini ve sorumluluklarının son bulduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.


Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından; davanın kısmen kabulü ile davacı ... için 68.619,00 TL. bakiye destekten yoksun kalma tazminatının 16.08.2017 tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, bu davacının bakiye tazminat talebi ile diğer davacıların taleplerinin reddine dair verilen karara davalı vekili tarafından yapılan itiraz üzerine, İtiraz Hakem Heyeti tarafından, davalı vekilinin itirazının reddine karar verilmiş; karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine; özellikle, oluşa ve dosya kapsamına uygun olarak düzenlenen 12.10.2017 tarihli uzman bilirkişi raporundaki kusur tespitinin benimsenmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davalı vekilinin diğer tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.


2-Dava, trafik kazası sonucu oluşan ölüm nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.


Destekten yoksun kalma zararının hesabında, destekten yoksun kalanlara müteveffanın sağlığında sağlamış olduğu (ya da ileride sağlaması muhtemel olan) yardımın miktarı doğru biçimde belirlenmelidir. Ölenin parasal veya bedensel destekliğinin derecesi ile bundan yoksun kalanların tazminat isteklerinin ölçüsü ya da hesaplama yöntemi konusunda, öğretide görüş birliği yoktur. Gerçek yardım miktarının yeterli delillerle ispat edilemediği durumlarda yargıç, takdir hakkını kullanarak yardım miktarını belirleyebilecektir. Bu belirlemede, destek ile destek olunan kimse arasındaki yakınlığın derecesi, aralarındaki manevi bağ, davacıların yaşları, dahil oldukları sosyal ve ekonomik çevre, yaşam standartları, cinsiyetleri gibi bakım ilişkisine ve miktarına etkili olabilecek unsurlar da göz önünde bulundurulacaktır. Hayatın olağan akışı içinde, destek sayılan kimsenin, baktığı kimselere gelirini belli paylara bölerek baktığı pek söylenemese de tazminat hesabında bir paylaştırma yapmak zorunlu hale gelmektedir.


Dairemiz'in yerleşik uygulamalarıyla; çalışma ve gelir elde etme durumunda olan bekar çocuk yaşasa idi ileriki yıllarda evleneceği; evlenmesi ile birlikte pay esasına göre 2 pay kendine, 2 pay eşine, birer pay ana ve babaya; evlenmesinden belli bir süre (2 yıl) sonra ilk çocuğu ve yine bir süre (2 yıl) sonra ikinci çocuğunun olacağı; çocukların olacağı süreler içinde kendine 2 pay, eşine 2 pay, çocuklara birer pay, ana ve babaya da birer pay ayıracağı; ana babadan birinin destekten çıkması halinde, çıkanın payının diğer ebeveynin alacağı paya ekleneceği kabul edilmektedir.


Somut olayda; davacı ...'in desteği olan ..., kaza tarihinde 26 yaşında olup bekar ve çocuksuz ölmüştür. Uyuşmazlık Hakem Heyeti'nin karara esas aldığı 13.10.2017 tarihli raporda bilirkişi tarafından, ölenin yaşı da dikkate alınarak muhtemel evlilik yaşı 30 olarak belirlenmiş; evliliğinden 3 yıl sonra ilk çocuğu ve bundan 3 yıl sonra da ikinci çocuğunun olacağı kabul edilerek davacı anne Gülseren'e kademeli destek payı ayrılmıştır. Anılan raporda, desteğin evlilik yaşı hayatın olağan akışına uygun olmayacak biçimde yüksek belirlendiği gibi, ileride çocuk sahibi olacağı tarihler de Dairemiz uygulamalarına uygun biçimde belirlenmemiştir. Esas alınan bilirkişi raporu, davacı ...'in destek paylarının belirlenmesi bakımından hatalıdır.


Bu durumda İtiraz Hakem Heyeti tarafından; desteğin muhtemel evlilik yaşının 28 olarak esas alınması, evliliğinden 2 yıl sonra ilk ve bu tarihten itibaren 2 yıl sonra ikinci çocuğunun olacağı gözetilerek davacı ...'in destek paylarının belirlenmesiyle tazminat hesabının yapılması için, daha önce rapor düzenleyen bilirkişiden ek rapor alınıp, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, destek paylarının hatalı (yüksek) saptandığı rapordaki hesaplamanın kabulü doğru görülmemiştir.


3-5684 sayılı Sigortacılık Kanunu, Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmeliğin 16/13. maddesi ve karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT'nin 17/2. maddesi gereği, davacı yararına hükmedilecek vekalet ücretinin, tarifeye göre belirlenen nisbi vekalet ücretinin 1/5'i tutarında (maktu ücretin altında kalmamak kaydıyla) olması gerektiği gözetilmeden fazla vekalet ücretine karar verilmesi de doğru olmamıştır.


SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İtiraz Hakem Heyeti kararının BOZULMASINA; dosyanın, hakem dosyasının saklanması kararını veren İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi'ne gönderilmesine; peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 04/10/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.

 

5 Kasım 2021 Cuma
© 2025 AS-Hukuk Tüm Hakları Saklıdır.