İMAR PLANI İLE  MALİKİN TASARRUF YETKİSİNİN KISITLANDIĞI TAŞINMAZLARA YÖNELİK ANAYASA MAHKEMESİ KARARININ İRDELENMESİ

 

 

Ülkemizde kamu idareleri ve belediyelerce taşınmazın bir kısmının ya da tamamın kamu hizmetlerinde kullanılmak üzere imar planlarında park,  yol,  yeşil alan,  eğitim tesisi,  dini tesis, sağlık tesisi,  karakol olarak tahsis edildiği sıkça karşılaşılan bir durum olup, yasa koyucu bu yerlerin kamulaştırılması için idareler açısından 5 yıllık süre öngörmüş bulunmaktadır. 

 

Hal böyle iken, imar planlarında kamu hizmetine tahsis edilen bir taşınmazın kamulaştırılması işlemi belli bir bütçe gerektirdiğinden, çoğunlukla idarelerce bu süreye riayet edilmemekte, böylelikle malikin tasarruf yetkisinin uzun yıllar kısıtlanmasını sonuçlanacak uygulamalar söz konusu olmaktadır. Örneğin, bir taşınmazın imar planında yeşil alan (park, bahçe) kapsamına alınması ile birlikte imar kısıtlamasına tabi olacağı kuşkusuzdur. Zira bu durumda taşınmaz üzerinde bina yapılması mümkün olmadığı gibi, taşınmazın bu hali ile rayiç değerinde alıcı bulması da neredeyse imkânsızdır. Malikin talebine rağmen bu yerin kamulaştırılmayarak yıllar yılı bu durumda bekletilmesi, aradan geçen onlarca yıla rağmen taşınmaz üzerinde park ya da bahçe düzenlemesi yapılmaması birçok sorunu beraberinde getirmektedir. Kuşkusuz bu durumda en büyük mağduriyeti yaşayan taşınmaz maliki olmaktadır.

 

Öte yandan imar uygulaması ile mülkiyet hakkı kısıtlanan taşınmaz malikinin dava açmak istemesi durumunda, karşısına engel olarak Kamulaştırma Kanununa 20.08.2016 tarihli ve 6745 sayılı Kanunun 24. maddesi ile eklenen geçici 11/1 ve 2 maddeler çıkmakta idi. Zira iptal edilen iş bu yasa maddesi malikin dava açma hakkını, mezkur maddenin yürürlük tarihi olan 2016 yılından itibaren 5 yıl daha ertelemekte idi.  Yani bu durumda en erken dava açma zamanı 2021 yılı olmakta idi.

 

Bize göre söz konusu yasa değişikliğinin kamulaştırma bütçesinin oluşturulması için kamu idareleri ile belediyelere zaman kazandırmak dışında başkaca olumlu bir etkisi olmamıştır. Hal böyle iken zaten uzun yıllar imar kısıtlılığı sebebiyle mağdur edilen taşınmaz malikinin dava açabilmek ve hakkını arayabilmek için bir 5 yıl daha beklemek zorunda bırakılması  malik açısından katlanılması ağır bir külfet olarak karşımıza çıkmakta idi.

 

Tüm bu olgular karşısında taşınmaz malikinin mülkiyet hakkının özünü orantısız bir şekilde kısıtlayan söz konusu yasal değişiklik Anayasa Mahkemesinin 28/3/2018 tarihli ve 2016/196 Esas -2018/34 Karar sayılı kararı ile iptal edilmiştir.

 

Söz konusu makalemizde, ülkemizde en sık yaşanan mülkiyet hakkı ihlallerinden birisi olarak gördüğümüz imar planı ile bir taşınmaza el atılmasını ifade eden HUKUKİ EL ATMA kavramı irdelenmiş,  04.11.1983 tarihli ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununa 20.08.2016 tarihli ve 6745 sayılı Kanunun 24. maddesi ile eklenen geçici 11/1 ve 2 maddeleri ile ortaya çıkan hukuksal sorunların görülmekte olan davalara etkileri izah edilmiş, nihayetinde ise söz konusu yasa değişikliğinin iptaline dair Anayasa Mahkemesinin 28/3/2018 tarihli ve 2016/196 Esas -2018/34 Karar sayılı kararı incelenmiştir.

 

İptal kararının irdelenmesine yönelik olarak hazırladığımız makalemize sitemizden ve gerekse  "http://www.hukukihaber.net/hukuki-el-atma-sebebiyle-malikin-tasarruf-yetkisinin-kisitlandigi-tasinmazlara-yonelik-anayasa-mahkemesi-kararinin-irdelenmesi-makale,5902.html"  adresinden ulaşabilirsiniz.

 

Av. Musa ADIYAMAN

29 Mayıs 2018 Salı
© 2024 AS-Hukuk Tüm Hakları Saklıdır.