İncelemesi yapılan Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 18.09.2018 Tarih ve 2016/26894 Esas - 2018/8072 Karar sayılı kararına konu olay şöyle gerçekleşmiştir:

 

YARGILAMA KONUSU OLAYIN GELİŞİM VE OLUŞUMU;

 

Davacı hasta, sol memesinde ağrı sebebiyle davalı hekime muayene olduğunu, muayene yapan hekimin davacının kansere yakalanmış olduğu  ve bu nedenle  kanserli kitlenin alınması için acilen ameliyat edilmesi gerektiğini söylemesi  üzerine derhal  ameliyat olduğunu;  hal böyle iken hekim tarafından sadece bir göğsünün ameliyat edileceğinin bildirilmesine rağmen yeterli tetkik ve bilgilendirme yapılmadan hastalık olmayan diğer ikinci memenin de alındığını ileri sürerek hekim ve hastane hakkında tazminat davası açmıştır.

 

YARGILAMA SÜRECİ;

 

Mahkemece yapılan yargılama sırasında Adli Tıp Kurumu  ile Üniversite Hastanesinden aldırılan kusur ve illiyet bağı raporlarında, olayın bir komplikasyon olduğu  ve bu sebeple  hekime ait bir kusur bulunmadığı bildirilmiştir.

 

Kusur raporunu dikkate alan mahkeme, davacının tazminat davasının reddine karar vermiştir.

 

YARGITAY'IN AYDINLATILMIŞ ONAM HUSUSUNDA İLKE NİTELİĞİNDE VERMİŞ OLDUĞU BOZMA KARARININ İÇERİĞİ;

 

Davacı hastanın yerel mahkeme kararını temyizi üzerine Yargıtay, davacı hastanın  iddialarını haklı bularak yerel mahkeme kararının bozulmasına karar vermiştir.

 

Yargıtay, tıbbı uygulamaya ilişkin alınması gereken aydınlatılmış onam (rıza) konusunda ilke niteliğinde vermiş olduğu kararında özetle şu hususlara vurgu yapmıştır:

 

1)Mahkemece aldırılan bilirkişi raporlarının yeterli ve açıklayıcı bilgiler içermemesi eksiklik olup, bozmayı gerektirir.  ( Paylaştığım karara konu olay bakımından davacının sağ göğsünün de ameliyat edilmesinin gerekli olup olmadığı ve bu göğsüyle ilgili olarak ameliyat öncesinde yeterli tahlil ve tetkiklerin yapılıp yapılmadığı, ameliyat sonrası karşılaşılabilecek riskler konusunda hastanın aydınlatılma borcunun yerine getirilip getirilmediği, ameliyat sonrasındaki biyopsi sonuçlarının değerlendirilmesi noktasında davalıların yeterli özen ve dikkati gösterip göstermediği hususlarında bilirkişi raporlarının yeterli açıklamayı içermediğini vurgulamıştır.)

 

2) Bilinci açık ve yerinde olan hasta,  onam formlarını bizzat kendisi imzalamalıdır. (Somut olayda dosyaya ibraz edilen hasta yatış onam formunun davacı tarafından imzalanmış olmasına rağmen aynı tarihli tıbbi uygulamalar için bilgilendirme onam formunun davacı yerine neden yakını tarafından imzalandığının açıklanmaması eksiklik olarak tespit edilmiştir.)

 

3)Hastaya imzalatılan imzalan onam formlarının, yapılan ameliyatın niteliği konusunda hastaya gerekli bilginin verildiğini gösterir nitelikte olması gerekmektedir.

 

4)Hastanın salt tıbbi müdahale işlemine rıza göstermesi yeterli olmayıp; tıbbi müdahale sırasında ya da sonrasında oluşması muhtemel risklerin de hastaya izah  edilmesi, yani bu rızanın da aydınlatılmış rıza olması gerekmektedir. (Bakınız: Hekim Etiği Kuralları'nın 26. Maddesi)

 

5)Hastaya yapılacak aydınlatmanın hastanın kültürel, toplumsal ve ruhsal durumuna özen gösteren bir uygunlukta olması gerekmektedir. Diğer  bir ifadeyle bilgiler,  hasta tarafından anlaşılabilecek biçimde verilmelidir.

 

6)Hastadan alınan onam, baskı, tehdit, eksik aydınlatma ya da kandırma yoluyla alınmamalıdır. Aksi halde alınan bu onam geçersizdir.

 

7)Aydınlatılmış onamda ispat külfeti, hekim ya da hastanededir.

 

Av. Musa ADIYAMAN

(Sakarya Barosu)

 

5 Şubat 2019 Salı
© 2024 AS-Hukuk Tüm Hakları Saklıdır.