T.C.

         YARGITAY

16. HUKUK DAİRESİ,

2015/19852 E.  ,  2018/803 K.

 

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu,

 

GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: 


Kadastro sonucu ... Köyü çalışma alanında bulunan 131 ada 32 parsel sayılı 6.596,27 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle 1/2'şer payla davacı ... ve davalı ... adlarına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ..., irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak taşınmazın tamamının adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.


Mahkemece; davalı tarafın dayandığı satın alma senedine değer verilerek davanın reddine dair yazılı şekilde karar verilmiş ise de; varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Davacı ..., çekişmeli taşınmazın murislerinden intikalen geldiğini, taksimen kendisine düştüğünü ve 20 yılı aşkın süredir zilyetliğinde bulunduğunu ileri sürerek taşınmazın tamamının adına tescili istemiyle dava açmış, davalı ... ise çekişmeli taşınmazın yarısını 18.11.1987 tarihli "Tarla Alım Satım Senedi" ile davacıdan satın aldığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.

 

Şu halde; çekişmeli taşınmazın davacıya ait olduğu davalının da kabulünde olup, taraflar arasındaki uyuşmazlık, çekişmeli taşınmazın yarısının davacı tarafından davalıya satılıp satılmadığı noktasında toplanmaktadır. Keşif sırasında davalının tutunduğu senette imzaları bulunan Ali Kavak ve Ali Doğan davalı tanığı olarak dinlenilmiş, beyanlarında senedi Hacce'nin huzurlarında imzalamadığını, davalı ... ve kocası olan Hacı'nın getirdiğini ve bu şekilde imzaladıklarını beyan etmişlerdir. Dinlenen diğer bilirkişi ve tanıkların ise satışa ilişkin bilgileri olmadığı anlaşılmaktadır. Dolayısı ile davalının dayandığı senet içeriği tanık ve bilirkişi sözleri ile doğrulanmadığı gibi, tapusuz taşınmazlar menkul mal hükmünde olduklarından, mülkiyetin nakli için zilyetliğin devri zorunlu bulunduğu halde zilyetliğin davalıya devredildiği de satın alma iddiasına dayanan davalı tarafça ispat edilememiştir. Hal böyle olunca; taşınmazın öncesinin davacıya ait olduğu sabit bulunduğuna ve davalı tarafından da satın alma iddiası kanıtlanamadığına göre davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davacı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün, BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 12.02.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.

 

 

 

5 Ağustos 2018 Pazar
© 2024 AS-Hukuk Tüm Hakları Saklıdır.