9. Hukuk Dairesi         2016/6157 E.  ,  2019/20641 K.


"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

YARGITAY KARARI

A) Davacı isteminin özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalıya ait işyerinde 17.07.2009-16.12.2013 tarihleri arasında uluslararası tır şoförü olarak asgari ücrete ilaveten sefer primi sistemi ile çalıştığını, iş sözleşmesini emeklilik nedeniyle feshettiğini, deniz yoluyla çalıştığında İtalya’nın ... limanından aldığı dorseleri Avrupa'ya taşıdığını, aylık 4-5 sefer yaptığını, sefer başına 300-400 € sefer primi aldığını, karayoluyla yapılan seferlerde Türkiye –Almanya başta olmak üzere Avrupa ülkelerine aylık ortalama 2 sefer yaptığını, sefer başına 550 € sefer primi aldığını, son 4 tam ayın ve son aya ait asgari ücret alacaklarının ödemediği gibi, son yurtdışı seferlerinden tahakkuk eden 600 € sefer primi alacağının mazot kesintisi gerekçesiyle ödenmediğini, bayram ve genel tatillerde çalıştığı halde ücretinin ödenmediğini, SGK primlerinin eksik ödendiğini, emeklilik için çıkış evraklarını Iğdır SGK'ya verilmesi için müvekkiline baskı uygulayarak zorla kıdem v.s alacaklarını aldığına dair belge imzalatılmaya çalışıldığını, bütün bu baskılara rağmen kargo yoluyla Iğdır SGK'ya emekli başvurusunda bulunduğunu, iş sözleşmesi haklı sebeple feshedildiğini, tüm çalışma süresince yıllık izinlerini kullanmadığını, davacı işe başlarken kendisinden boş teminat senedi alındığını, işten çıkarken alınan teminat senedinin iade edilmediğini, bir kısım işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek kıdem tazminatı, ücret, yıllık izin ücreti, ulusal bayram genel tatil ücreti, sefer primi alacaklarını ve teminat senedinin iadesini, mümkün değil ise iptalini istemiştir.
B)Davalı cevabının özeti:
Davalı vekili, davacının 17.07.2009 tarihinde çalışmaya başladığını, 11.12.2013 tarihinde hiçbir haklı neden göstermeden işe devamsızlık yapmaya başladığını, devamsızlık tutanağı tutularak iş sözleşmesinin İK 25/II-g maddesi uyarınca 20.12.2013 tarihli ihtarname ile iş sözleşmesinin feshedildiğini, emeklilik nedeniyle iş sözleşmesinin feshine dair müvekkili şirkete bildirimde bulunulmadığını, çalışma süresince ulusal bayram ve genel tatillerde çalışmadığını, ayrıca yurtdışında olup, bayram ve genel tatillere denk gelen günlerde fiilen çalışıp çalışmadığına bakılmaksızın yurda döndüğünde karşılığında izin kullandırıldığını, davacıya aylık asgari ücret ödendiğini, işyerinde sefer primi uygulaması olmadığını, tüm ücretinin banka hesabına yatırıldığını, yurtdışı tır şoförlerinin sefere çıkarken konaklama, yeme içme, haberleşme ihtiyaçları için verilen yol harcırahının ücret olmayıp görev gereği yapılan ödemeler olduğunu, davacının tüm izinlerini kullandığını, müvekkili şirkette davacıdan alınan teminat senedi bulunmadığını, görevi gereği müvekkili şirket tarafından davacıya ödenen iş avanslarından iade etmesi gereken tutarların davacı tarafından iade edilmediğini, ayrıca dava konusu alacak taleplerinin zamanaşımına uğradığını, iddia ve taleplerin yersiz olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
C)Yerel Mahkeme kararının özeti:
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, SGK kayıtlarına göre davalı şirkette 17.07.2009 - 20.12.2013 tarihleri arasında çalışan davacının iş sözleşmesinin, 11.12.2013-18.12.2013 tarihleri arasında izinsiz ve mazeretsiz işe devamsızlık yaptığına dair tutanak tutularak 20.12.2013 tarihli Noter ihtarnamesi ile 4857 sayılı Kanun’un 25/II-g maddesi uyarınca feshedildiği, davalı vekili devamsızlık tutanaklarına dayanarak iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğini iddia etmiş ise de tutanakların tutulduğu 15-16 Aralık 2013 tarihlerinde davacının seferde olduğunun Emniyet Müdürlüğü kayıtlarından anlaşıldığı, tutulan tutanakların gerçeği yansıtmadığı, davacının SGK kişisel dosyasından davacının 31.10.2013 tarihi itibariyle 15 yıl sigortalılık ve 3600 gün pirim ödeme gün şartını yerine getirdiği, 23.12.2013 tarihinde emeklilik talebinde bulunduğu ve 01.01.2014 tarihi itibariyle davacıya yaşlılık aylığı bağlandığı, iş sözleşmesini emeklilik nedeniyle feshedip kıdem tazminatına hak kazanabilecek iken bu hakkından vaz geçerek işten ayrılmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, buna göre davacının iş sözleşmesinin emeklilik nedeniyle feshedildiğinin kabulü gerektiği, davacının 1475 sayılı Kanun'un 14. maddesi uyarınca kıdem tazminatına hak kazanacağı, çalışma süresi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmadığı, hizmet süresinin 4 yıl, 4 ay, 29 gün olduğu, tır şoförlerinin garanti asgari ücrete ilaveten her yurtdışı için sefer primi olmak üzere ücret aldıkları ve kıdem tazminatı hesabında bu ek ödemenin nazara alınması gerektiği, davacının son olarak 2013 Ekim ayı maaşının ödendiği, Kasım ve Aralık aylarına ait sabit ücret alacağının ödendiğine dair herhangi bir delil sunulmadığı, davalı şirket tarafından davacının son sefer priminin ödendiğine ilişkin herhangi bir yazılı belgenin sunulmadığı, davacının toplam 23 gün izin kullandığı anlaşılmış olmakla, bakiye 33 günlük yıllık izin ücreti alacağı olduğu, davacının yurt dışına seferde olduğu döneme denk gelen resmi tatillerde çalıştığı, bu çalışmaları karşılığı ücretlerin ödendiğine dair delil bulunmadığı, Yurt dışı çalışan tır şoförlerinden işe girerken teminat senedi alınmasının bilinen bir uygulama olup ayrıca ispatı gerekmediği, resmi tatil ücretinden dosya kapsamı ve davacının yaptığı işe göre takdiren 1/3 oranında hakkaniyet indirimine gidilerek davanın kısmen kabulüne ilişkin aşağıdaki hüküm kurulduğu gerekçesi ile alacak taleplerinin kabulüne ve teminat senedinin davacıya iadesine karar verilmiştir.
D)Temyiz:
Karar süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
E)Gerekçe:
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Somut uyuşmazlıkta, kıdem tazminatına uygulanacak faizin başlangıç tarihi bakımından;
Dosyada davacının emekliliğe ilişkin belgeyi davalıya verdiğine dair belge mevcut değildir. Kıdem tazminatına faiz Mahkeme hükmünde fesih tarihinden itibaren işletilmiştir.

Davacı ve davalı taraftan sorularak var ise emekliliğe ilişkin belgenin davalıya bildirildiği/ibraz edildiği/tebliğ edildiği tarih tespit edilmeli, buna ilişkin var ise belge dosyaya celbedilmeli, belge tebliğ edilmiş ise faiz o tarihten başlatılmalı, bu tarihin tespitinin belirtilen şekilde mümkün olmaması halinde kıdem tazminatına uygulanacak faizin başlangıç tarihi dava tarihi olarak kabul edilmelidir.
3-Teminat senedi bakımından;
Davalı tarafından inkar edilen ve somut bir şekilde nitelikleri ispatlanamayan teminat senedine ilişkin olarak talebin reddine karar verilmelidir. Senedin davacıya iadesine karar verilmesi hatalıdır.
F)SONUÇ:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 21/11/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

4 Ocak 2020 Cumartesi
© 2024 AS-Hukuk Tüm Hakları Saklıdır.