T.C.

Yargıtay

16. Hukuk Dairesi     

 

2015/21203 E.  - 2018/1542 K.


MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ


Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: 


Kadastro sonucunda,.... Köyü çalışma alanında bulunan 125 ada 3 parsel sayılı 648,95 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ve hibeye dayanılarak davalı ... adına tespit ve tescil edilmiş, yargılama sırasında gerçekleşen satış işlemiyle de davalı ...'e kayden devredilmiştir. Davacı ..., miras yoluyla gelen hak ve taksime dayanarak tapu iptali ve tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 


Mahkemece davaya konu taşınmazın tarafların müşterek murisi ... tarafından sağlığında oğlu davalı ...'e bağışlandığı kabul edilerek davanın reddine karar verilmiş ise de, yapılan inceleme, araştırma ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Dosya kapsamından taşınmazın öncesinin müşterek muris ...'e ait olduğu sabittir. Davacı taraf, murisin ölümünden sonra mirasçılar arasında yapılan taksim sonucunda çekişmeli taşınmazın kendisine düştüğünü ve taksim tarihinden itibaren taşınmazın kendisinin zilyetliği altında bulunduğunu iddia etmekte iken, davalı taraf çekişmeli taşınmazın muris tarafından ölünceye kadar bakma karşılığında kendisine bağışlandığını ve taşınmazın zilyetliğinin kendisine bulunduğunu savunmaktadır. Davalı tarafın dayandığı ve muris ... tarafından düzenlendiği sabit olan tarihsiz senet ölünceye kadar bakma sözleşmesine ilişkin olup, muris bu senet ile kendisine ve eşine ölünceye kadar bakması karşılığında bir kısım mallarını davalı oğlu ...'e sağlığında bağışlamak istemiştir. Ancak Borçlar Kanunu'nun 512.maddesi delaletiyle Türk Medeni Kanunu'nun 545. maddesine göre ölünceye kadar bakma sözleşmesinin resmi şekilde yapılması zorunludur. Kanunda öngörülen şekil şartı ispat şartı olmayıp geçerlilik şartıdır. Somut olayda dosyada bulunan senet resmi şekilde yapılmadığı için geçersizdir. Ancak dava konusu taşınmaz tapusuz olduğuna göre menkul mal hükmünde olup, sözleşme geçersiz olsa dahi zilyetliğin devredilmiş olması halinde, teslimle birlikte mülkiyet davalıya geçecektir. Her ne kadar senet içeriğinde taşınmazın zilyetliğinin davalıya teslim edildiği belirtilmiş ise de, dosya kapsamından davalının taşınmazda zilyet olup olmadığı kesin olarak tespit edilememiştir. Mahkemece dinlenen tanık ve mahalli bilirkişiler, çekişmeli taşınmazın kadastrodan önceki kullanım durumuna ve özellikle de taşınmazın zilyetliğinin muris tarafından davalıya devredilip devredilmediğine ilişkin ayrıntılı bir açıklamada bulunmamışlardır. Öte yandan, dava, taşınmazın aynına ilişkin olmasına rağmen taraf tanıklarının bir kısmı taşınmaz başında değil duruşmada dinlenilmiştir. Bu şekilde eksik ve yetersiz bir incelemeye dayalı olarak karar verilemez. 


Hal böyle olunca öncelikle mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen ve davada yararı bulunmayan şahıslar arasından belirlenecek üç kişilik yerel bilirkişi kurulu, senet ve taraf tanıkları ile fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı, yerel bilirkişi ve tanıklardan murisin sağlığında çekişmeli taşınmazı davalıya bağışlayıp bağışlamadığı, bağışlamanın hangi tarihte ve ne şekilde gerçekleştiği, bağış akdinde öngörülen bakım yükümlülüğünün davalı tarafça yerine getirip getirilmediği, taşınmazın zilyetliğinin davalıya devredilip devredilmediği, bağışlama tarihinden itibaren taşınmazı kimin, ne şekilde ve hangi sıfatla kullandığı, taşınmaz üzerinde miras bırakanın bağışlama tarihinden sonra devam eden kullanımı varsa bu kullanımın niteliğinin ne olduğu, taşınmazı asli zilyet olarak mı yoksa feri zilyet olarak mı kullandığı, taşınmazın zilyetliği davalıya devredilmemiş ise murisin ölümünden sonra mirasçılar arasında tüm mirasçıların katılımıyla yapılan geçerli bir taksim bulunup bulunmadığı, taksim yapılmış ise çekişmeli taşınmazın hangi mirasçıya düştüğü ve taşınmazın zilyetliğinin kimde olduğu hususlarında maddi olaylara dayalı somut bilgiler alınmalı, fen bilirkişisine keşfi takibe imkan verir ayrıntılı rapor ve kroki düzenlettirilmeli, davacı lehine tespit tarihi itibariyle kazanım koşullarının oluşup oluşmadığı kesin olarak saptanmalı, bundan sonra toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 05.03.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.

 

5 Ağustos 2018 Pazar
© 2024 AS-Hukuk Tüm Hakları Saklıdır.