T.C.

         YARGITAY

16. HUKUK DAİRESİ

2015/8208 E.  ,  2017/3179 K.



MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : KADASTRO

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: 


Kadastro sırasında Ordubaşı Köyü çalışma alanında bulunan 103 ada 21, 25, 30 parsel ve 117 ada 34, 39, 56 parsel sayılı ve sırasıyla 799.41, 2.464.78, 4.030.44, 6.770.29, 2.012.34 ve 2.841,978 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı nedeniyle ..., ..., ..., ...,.., ..., ... ve ... adlarına tespit edilmiştir. Davacı ..., irsen intikal, hibe ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak adına tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine, çekişmeli 103 ada 21, 25, 30 parsel ve 117 ada 34, 39, 56 parsel sayılı taşınmazların tespit gibi tesciline, çekişmeli 117 ada 56 parsel sayılı taşınmazın beyanlar hanesine "taşınmaz üzerinde bulunan iki katlı kargir ev Mehmet Ali oğlu ...'a aittir." şerhinin düşülmesine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.


Mahkemece, her ne kadar geçerli bir miras paylaşımı olmadığı ve taşınmazların babası... tarafından sağlığında davacıya bağışlandığı iddiasının ispat edilemediği gerekçesiyle yazılı olduğu şekilde davanın reddine karar verilmiş ise de, varılan sonuç dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır. Davacı ..., çekişmeli parsellerin miras bırakan ....n sağlığında kendisine bağışladığı ve taşınmazlar üzerinde zilyetliğinin bulunduğu iddiasıyla dava açmıştır. Dosya kapsamından taşınmazın öncesinin miras bırakan....'a ait olduğu sabittir. Murisin eski eşi ..., davacının kızkardeşleri....n ile yerel bilirkişi ve tanık anlatımlarından taşınmazların muris tarafından ölümünden sonra geçerli olmak üzere davacıya bağışlandığı ve bu doğrultuda murisin ölüm tarihi olan 1974'ten itibaren de davacı tarafından kullanıldığı açıktır. Burada tartışılması gereken husus, miras bırakanın davacıya yaptığı bağış ile zilyetliğin davacıya geçip geçmediği konusunda toplanmaktadır.

 

Çekişmeli taşınmazlarınkadastro tespitine bir kayıt ve belge esas alınmamış, yargılamada taraflar bir kayıt ve belgeye dayanmamışlardır. Hal böyle olunca; taşınmazların tapuda kayıtlı olmadığı, menkul mal hükümlerine tabi olduğu, bu nedenlerle yanlar arasındaki uyuşmazlığın zilyetlik hükümlerine göre çözümleneceği kuşkusuzdur. Kısa elden teslim, bir eşyayı-somut olayda tapusuz taşınmazı- feri zilyet sıfatıyla elinde tutan kişinin asli zilyetle arasındaki anlaşmaya dayanarak asli zilyetliği kazanması halidir. Böylece kısa elden teslim yoluyla zilyetliğin teslimsiz kazanılması mümkün olup; davacı ve miras bırakan.... miras bırakanın ölüm tarihine kadar birlikte oturduğuna göre somut olayda kısa elden teslimin varlığını ve davacı ...'a miras bırakanı tarafından yapılan bağış ile zilyetliği de kazandığının kabulü gerekmektedir.

 

Mahkemece bu gerekçelerle davanın kabulü gerekirken, dosyaya uygun düşmeyen gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine, 08.05.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.

 

 

5 Ağustos 2018 Pazar
© 2024 AS-Hukuk Tüm Hakları Saklıdır.